Madde 163- (1) Otomatlar aracılığı ile sunulan ve bedeli ödendiği takdirde yararlanılabilen bir hizmetten ödeme yapmadan yararlanan kişi, iki aydan altı aya kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Telefon hatları ile frekanslarından veya elektromanyetik dalgalarla yapılan şifreli veya şifresiz yayınlardan sahibinin veya zilyedinin rızası olmadan yararlanan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
- (Ek: 2/7/2012-6352/83 md.) Abonelik esasına göre yararlanılabilen elektrik enerjisinin, suyun veya doğal gazın sahibinin rızası olmaksızın ve tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde tüketilmesi halinde kişi hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
OTOMAT NEDİR?
Otomat, öngörülen bedelin ödenmesi ile birlikte mekanizması kendiliğinden harekete geçerek bir mal veya hizmet sunan teknik düzenektir. Yerine getirdiği işlev bakımından mal otomatları veya hizmet otomatları olarak ikiye ayrılırlar. Mal otomatlarına örnek olarak yiyecek içecek satan otomatlar örnek verilebilir. Hizmet otomatlarına örnek ise masaj yapan koltuk otomatı, toplu taşımalardaki otomatlar, bedel karışılığı kullanılan ankesörlü telefonlar örnek verilebilir. TCK 163/1’de hizmet otomatından söz edildiği için mal otomatlarına karşı bu suç işlenemez, hırsızlık suçu oluşur. Aynı zamanda otomatın sunduğu hizmetin bedelli olması gerekir. Bilgisayarlara yanlış veri yükleyerek haksız yarar sağlamak veya bankamatiklerden yetkisi olmadığı halde para çekmek bu suçu oluşturmaz, bu durumda TCK 244,245’te yer alan suçlar oluşur. Otomatlar aracılığı ile sunulan ve bedeli ödendiği takdirde yararlanılabilen bir hizmetten ödeme yapmadan yararlanmak, karşılıksız yararlanma suçunu oluşturmaktadır. Otomatlar aracılığı ile satışa sunulan hizmetlerden, otomatın teknik işleyişini devre dışı bırakan müdahalelerle, bedeli ödenmeksizin yararlanılması durumunda, ortada bir taşınabilir mal bulunmadığı için, hırsızlık suçu oluşmayacaktır. Örneğin, toplu taşıma sistemlerinde yolcuların geçişlerini kontrol eden otomatlara müdahale edilmek suretiyle ücret ödenmeksizin yolculuk yapılması durumunda, karşılıksız yararlanma suçunun oluştuğunu kabul etmek gerekir. Burada, bir hilenin varlığından söz edilemez. Çünkü bu durumda herhangi bir kişi aldatılmamaktadır. Yapılan müdahale ile bir otomatın teknik işleyişinin devre dışı bırakılması durumunda da, bir hilenin varlığından söz edilemez. Çünkü, dolandırıcılık suçu açısından hilenin varlığı için muhatabın mutlaka insan olması gerekir.
“Sanıklara atılı suçun maddi unsurunun otomat vasıtası ile verilen hizmetten, otomatın teknik işleyişine müdahale etmek suretiyle karşılıksız yararlanmak olduğu, somut olayda ise sanıkların otomata herhangi bir teknik müdahalede bulunmayıp turnikelerin başında bekleyen güvenlik görevlisinin bir anlık dalgınlığı nedeniyle turnikelerin yanınaki boşluktan geçmek suretiyle ücret ödemeden tramvay yolculuğu yapmak istedikleri, bu suretle suçun maddi unsurunun oluşmadığı anlaşılmakla beraatlerine yerine mahkumiyetlerine karar verilmesi, bozmayı gerektirmiş…” (YAR. 13. Ceza Dairesi 2012/1791 E. , 2013/14771 K., 16/05/2013)
“Somut olay bu veriler ışığında incelendiğinde, sanığın, katılanın ganyan bayiine giderek 110 TL değerindeki kuponu katılana vererek yatırmasını sağlayıp, daha sonrada parasını ödemeden kaçtığının anlaşılması karşısında, katılan yardımı ile kuponun işleme konduğu bu sebeple otomatlar aracılığı ile sunulan bir hizmet olmadığının anlaşılması karşısında sanığın eyleminin TCK’nın 163/1. maddesinde düzenlenen karşılıksız yararlanma suçunu oluşturmadığı gibi suçun konusunun taşınır bir malda olmadığının anlaşılması karşısında sanığın eyleminin hırsızlık suçunu da oluşturmayıp, hukuki ihtilaf niteliğinde bulunduğu ve bu itibarla sanığın beraatine karar verilmesi…” (Yar. 2. Ceza Dairesi 2016/1637 E. , 2016/6944 K., 12.04.2016)
TELEFON HATLARI İLE ŞİFRELİ VE ŞİFRESİZ
YAYINLAR
Maddenin ikinci fıkrasında yer alan suçun konusu telefon hatları ile frekanslarından veya elektromanyetik dalgalarla yapılan şifreli veya şifresiz yayınlardır. Bunların kamusal ya da özel olması önem taşımaz. Failin abone olmadığı ve ücreti karşılığında yararlanılabilecek kablolu ya da kablosuz radyo ve TV yayınları yanında internet yayınları da girer. Failin bir şekilde mağdurun konutuna girmesi ve buradaki sabit telefonla görüşme yapması da bu suçu oluşturur.
“…..’ın katılan …. İletişim Hizmetleri A.Ş. ile yaptığı sözleşmeye aykırı olarak konutunda kullanmak üzere abonelik sözleşmesi ile teslim aldığı kartı,…ın Yeri Tostevi isimli kafe-çay ocağını işleten sanık …’a verdiği; sanık …’un da işletmekte olduğu kafe-çay ocağında bu kart ile Lig TV yayınlarını gösterime sunduğunun anlaşılması karşısında…” (YAR. 2. Ceza Dairesi 2018/7317 E. ,2019/1718 K., 04/02/2019)
TCK’nın 163. maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenen fiilin konusu, abonelik esasına göre yararlanılabilen elektrik, su veya doğal gazdır. Bu fıkra ile elektrik, su veya doğal gazdan bedel ödeyerek yararlanan kişilerin daha fazla ödemede bulunmaması amacıyla sayılan enerjiler üzerindeki kullanım hakları korunmaktadır. Bu kapsamda suçun mağduru, kendi hattından hukuka aykırı olarak enerji nakli yapılan gerçek veya tüzel kişi olabileceği gibi bu hizmeti sağlayan şirket de olabilir. Başka bir ifade ile mağdur; elektrik enerjisinin, suyun veya doğal gazın “sahibi” olmalıdır. Abonelik esasına göre yararlanılabilme enerjinin bir niteliği olup bu suçun hizmeti sağlayan kurum veya kuruluşlar yanında geçerli bir abonelik sözleşmesi kurarak enerjinin sahibi hâline gelen ve kendi hattından hukuka aykırı olarak enerji nakli yapılan gerçek veya tüzel kişilere karşı işlenmesi mümkündür. Elektrik enerjisi, doğal gaz veya sudan sahibinin rızası olmadan yararlanma fiilinin oluşması için, gerçek tüketim miktarının tespitinin engellenmiş olması da gerekir. Bu durum, abonelik esasına göre kurulması gereken tesisatın abonelik ilişkisi kurulmaksızın enerjiden yararlanma şeklinde ortaya çıkabileceği gibi geçerli bir abonelik ilişkisi bulunmakla birlikte enerjinin tüketim miktarını gösteren tesisata müdahale edilmesi sonucu tesisatın tüketim miktarını hiç göstermemesi veya daha az göstermesi şeklinde de gerçekleşebilir. Karşılıksız yararlanma suçunun oluşabilmesi için, failin, sadece kendi sayacına müdahale etmesi şart olmayıp somut olayda olduğu gibi abone olan başka bir kişiye ait sayaçtan geçtikten sonra ayrı bir hat çekerek ve ayrı bir sayaçtan geçirmeksizin kaçak elektrik kullanması hâlinde de kullandığı elektrik miktarının belirlenmesini engellemesi söz konusu olacaktır. Diğer bir deyişle, abonelik esasına göre kullanılan elektriğin miktarının belirlenmesi gerekirken başka abonenin sayacının varlığından faydalanıp kaçak kullanılan elektriğin gözden kaçırıldığı ve durum ortaya çıkarıldığında da kullanılan miktarın belli olmadığı gözetildiğinde, kullanılan enerji miktarının belirlenmesinin engellenmiş olduğundan kuşku duyulmamalıdır. Mühim olan kullanılan kaçak elektrik miktarının belli olmamasıdır. Kaçak kullanılan elektriğin başkasına ait sayaçtan geçmesinin önemi yoktur.
“Kaçak elektrik tespit tutanağına göre sayaç iletim mandalının düşük olduğunun tespit edilmesi, suç tarihinde tutanağa konu konutta oturan sanığın mahkemede doğruladığı kolluk beyanında sayacın mandalının düşük olduğunu (kendiliğinden düştüğünü öne sürerek de olsa) beyan etmesi ve dosyada mevcut tüketim ekstrelerindeki miktarlar karşısında, sanığın atılı karşılıksız yararlanma suçunu işlediği gözetilmeden mahkûmiyeti yerine beraatine karar verilmesi…” isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.” (Ceza Genel Kurulu, 2017/318 E. , 2018/578 K., 27.11.2018)
“Sanığın, katılan Turkcell İletişim Hizmetleri A.Ş.’ye ait baz istasyonuna elektrik veren trafodan doğrudan kablo çekerek kendi evinde elektrik enerjisi kullandığı olayda; elektrik enerjisinden hukuken abonelik esasına göre yararlanılabilmesi, katılan şirketin dağıtıcı konumundaki kurum ile geçerli bir abonelik sözleşmesi kurarak sayaçtan geçen elektrik enerjisinin sahibi hâline gelmesi, sanığın da sahibinin rızası olmaksızın ve kendisi tarafından tüketilen enerji miktarının belirlenmesini önleyecek şekilde elektrik enerjisi tüketmesi şeklindeki eyleminin TCK’nın 163. maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenen karşılıksız yararlanma suçunu oluşturduğu…” (Ceza Genel Kurulu, 2017/1125 E., 2018/131 K., 03.04.2018)
“Sanığın, komşusu olan katılan …’a ait elektrik sayacından nötr hat çekerek kendi evinde elektrik enerjisi kullandığı olayda; elektrik enerjisinden hukuken abonelik esasına göre yararlanılabilmesi, katılan …’ın dağıtıcı konumundaki kurum ile geçerli bir abonelik sözleşmesi kurarak sayaçtan geçen elektrik enerjisinin sahibi hâline gelmesi, sanığın da sahibinin rızası olmaksızın ve kendisi tarafından tüketilen enerji miktarının belirlenmesini önleyecek şekilde elektrik enerjisi tüketmesi şeklindeki eyleminin TCK’nın 163. maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenen karşılıksız yararlanma suçunu oluşturduğu…” (Ceza Genel Kurulu, 2017/1124 E. , 2019/73 K., 07.02.2019)
UZLAŞTIRMA VE ŞİKAYET
Bu suç şikayete bağlı bir suç değildir, cumhuriyet savcısının durumdan haberdar olmasıyla resen soruşturulup kovuşturulur. Uzlaştırmaya bağlı suçlar arasında değildir.
ETKİN PİŞMANLIK
TCK 168-(5) (Ek: 2/7/2012 – 6352/84 md.) Karşılıksız yararlanma suçunda, fail, azmettiren veya yardım edenin pişmanlık göstererek mağdurun, kamunun veya özel hukuk tüzel kişisinin uğradığı zararı, soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi halinde kamu davası açılmaz; zararın hüküm verilinceye kadar tamamen tazmin edilmesi halinde ise, verilecek ceza üçte birine kadar indirilir. Ancak kişi, bu fıkra hükmünden iki defadan fazla yararlanamaz.
ŞAHSİ CEZASIZLIK SEBEBİ
Şahsi cezasızlık sebebi veya cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsi sebep
Madde 167- (1) Yağma ve nitelikli yağma hariç, bu bölümde yer alan suçların;
- a) Haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin,
- b) Üst soy veya alt soyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlatlığın,
- c) Aynı konutta beraber yaşayan kardeşlerden birinin,
Zararına olarak işlenmesi halinde, ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmaz.
(2) Bu suçların, haklarında ayrılık kararı verilmiş olan eşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamayan kardeşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamakta olan amca, dayı, hala, teyze, yeğen veya ikinci derecede kayın hısımlarının zararına olarak işlenmesi halinde;
ilgili akraba hakkında şikayet üzerine verilecek ceza, yarısı oranında indirilir.