Eziyet Suçu – TCK 96

Madde 96- (1) Bir kimsenin eziyet çekmesine yol açacak davranışları gerçekleştiren kişi hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (Ek cümle:12/5/2022- 7406/5 md.) Suçun kadına karşı işlenmesi hâlinde cezanın alt sınırı iki yıl altı aydan az olamaz.

(2) Yukarıdaki fıkra kapsamına giren fiillerin;

a) Çocuğa, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye ya da gebe kadına karşı,

b) Üstsoy veya altsoya, babalık veya analığa ya da eşe veya boşandığı eşe karşı,

işlenmesi halinde, kişi hakkında üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

FAİL

Bu suç herkes tarafından işlenebilir. Ancak failin kamu görevlisi olması durumunda bu suç değil işkence suçu oluşur.

FİİL

Sistematik bir şekilde ve belli bir süreç içinde kasten yaralama, hakaret, tehdit ve cinsel taciz niteliği taşıyan, insan onuruyla bağdaşmayan, mağdurun bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine ve aşağılanmasına yol açan davranışların eziyet suçunu oluşturur.

Eziyet olarak bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine yol açacak davranışlarda bulunulması gerekir. Burada serbest hareketli bir suç söz konusudur. Suç kişiyi küçük düşüren, saygınlığını zedeleyen, mağduru bir nesne gibi kullanan manevi bütünlüğünü zedeleyen tüm davranışları kapsar. Bu suç genel anlamda işkence suçunun kamu görevlisi değil de diğer kişiler tarafından işlenmesi halidir.

“Somut olayda mağdura yönelik eylemlerin uzun zaman dilimine yayıldığı yönündeki tanık beyanları ile mağdurun tüm aşamalardaki istikrarlı beyanları ve hükmün gerekçesine göre sanık … …’ın mağdura vücudunun çeşitli yerlerinde morluk oluşturacak şekilde vurmak, aç bırakmak, sürekli aşağılamak, terlikle yaralamak şeklindeki eylemlerinin bir bütün halinde eziyet suçunu oluşturduğu anlaşılmıştır..” (Yar. 8. Ceza Dairesi 2014/439 E., 2014/14662 K.)

“Somut olayda; sanık ile Nazlı’nın resmi nikahlı evli olup sorunları nedeniyle ayrı yaşadıkları bir dönemde, sanığın eşiyle konuşmak için kayınpederinin evine gittiği ancak burada çıkan tartışmanın kolluğa yansıdığı ve soruşturma başlatıldığı, soruşturma aşamasında Nazlı’nın, sanığın ortak çocukları olan mağdur Uğurcan’ın yedi ay kadar önce altını kirletmesi nedeniyle sobada ısıttığı kaşıkla poposunu yaktığını beyan etmesi üzerine sanık hakkında çocuğa eziyet suçundan dava açılmışsa da; suçun oluşması için eylemin sistematik ve sürekli olması gerektiği, mevcut delil durumu ve doktor raporları dikkate alındığında sanığın eyleminin sistematik ve süreklilik arz edecek biçimde olmadığı anlaşıldığından, kasten yaralama suçundan mahkumiyete karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması, yasaya aykırıdır..” (Yar. 8. Ceza Dairesi 2013/12963 E., 2014/6127 K.)

TCK 232 KÖTÜ MUAMELE SUÇU İLE FARKI

TCK.nun 232/1. maddesinde düzenlenen kötü muamele suçu ise; merhamet, acıma ve şefkatle bağdaşmayacak davranışlardır. Yarı aç veya susuz bırakma, uyutmamak, zor koşullarda çalışmaya mecbur etmek gibi hareketleri kötü muameleye örnek olarak vermek olanaklıdır. Keza hakaret oluşturan fiiller, disiplin yetkisi kapsamına girmedikleri gibi, kötü muamele suçu olarak değil, hakaret suçundan dolayı cezalandırılmayı gerektirir. Bu suçlarda temel özellik, kötü davranmadır. Bu kötü davranma, mağdurun onur ve şerefiyle bağdaşmayan muameleye tabi tutulması, ona acı veren ve insan olarak hak etmediği bir işlem uygulanması olabilir. Bu eylemler çoğunlukla, yaralama, tehdit, sövme gibi yasanın başka maddelerinde açıkça düzenlenmiş suçlar dışında kalan eylemleri kapsar. Bu eylemler, çıplak gezdirme, aç bırakma, sürekli alay etme, korkutma gibi olabilirler. Bu eylemler aynı zamanda bu bölümde incelenen eziyet suçunu da oluşturan eylemlerdir. Eziyet suçu ile bu suçları ayırt etmek açısından, eziyet suçu bakımından sistematik olma ve süreklilik unsurunun aranacak olup ve kastın bu unsurları da kapsaması gerekmektedir. Öte yandan eziyet genel bir suç tipi iken, diğer suçlar için faille mağdur arasında özel bir ilişki olması gerekir. (Yar. 8. Ceza Dairesi 2014/439 E., 2014/14662 K.)

İÇTİMA

Bu suç içtima kapsamında oldukça önemli özellik arz eder. Bu suç kapsamında kalan fiiller çoğunlukla yaralama, hakaret, tehdit gibi suçları da oluşturur. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre cinsel saldırı ve çocukların cinsel istismarı bakımından ayrıca ceza verildiği ancak yaralama, tehdit, hakaret gibi davranışların eziyet kapsamında kaldığı görülmektedir. Ancak TCK madde 87’de yer alan netice sebebiyle ağırlaşmış yaralama bakımından fikri içtima uygulamasına gidilmekte ve daha ağır cezayı gerektiren TCK 87 uygulanmaktadır.

İşkence suçunun aksine eziyet suçu neticesinde ölümün meydana gelmesi özel olarak düzenlendiğinden böyle bir durumda gerçekleşen ölüm neticesi açısından failin taksirli varsa TCK 87/4 hükmüne göre işlem yapmak gerekir. Bu durumda TCK madde 96 ile TCK madde 87/4 arasında fikri içtima ilişkisi düşünülebilir. Ancak öldürme kastı varsa zaten TCK 82/1- b uygulanır.

“Sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek, önceden tanıdıkları katılanı araçlarına alarak bir arkadaşlarına ait kahvehaneye götürdükten sonra, aralıklarla basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek derecede dövme, hakaret etme, öldürmekle tehditte bulunma fiilleri ile çıplak fotoğraflarını çekme ve polise gitmesi halinde fotoğrafların internette yayınlanacağının belirtilmesinin ise, hakkı veya yükümlü olunan bir şeyin yapılması veya yapılmamasından bahisle zorlama olmadığından tehdit suçunu oluşturup eziyet kapsamında kaldığı ve eylemin bütün halinde TCK’nın 96/1. maddesinde düzenlenen eziyet suçunu oluşturacağı, TCK’nın 3. ve 61/1. maddeleri gözetilerek alt sınırdan uzaklaşılarak cezaya hükme- dilmesi gerekirken, kasten yaralama, şantaj ve eziyet suçlarından ayrı ayrı hükümler kurulması, yasaya aykırıdır..” (Yar. 8. Ceza Dairesi, 2014/32272 E. , 2015/16125 K.)

“Sanıkların muhtelif zamanlarda katılan Adem’in 13 aylık çocuğu olan mağdurun vücudunda sigara söndürmek, ısırmak ve olay günü de arabada saatlerce tek başına aç susuz bırakıp bakımını da yapmadan, dövüp kolunu kırmak suretiyle süreklilik gösteren eylemlerinin, eziyet suçunu oluşturduğu, ancak; işkence suçunda netice sebebiyle ağırlaşmış halleri düzenleyen TCK’nın 95. maddesine benzer bir düzenlemenin eziyet suçunda yer almayıp TCK’nın 96. maddesinin 2. fıkrasında nitelikli hallerin belirtilmiş bulunması karşısında, sonuçta meydana gelen yaraların niteliği gözetilerek TCK’nın 44. maddesi uyarınca sanıkların eylemlerinin bir

bütün halinde TCK’nın 96/2-a maddesinde yaptırıma bağlanan eziyet suçunu oluşturacağı ve yaraların ağırlığı nedeniyle TCK’nın 3. maddesinde yer alan orantılılık ilkesi ile 61. maddesinde yazılı ölçütler gözetilerek asgari haddin üzerinde ceza tayini gerektiği gözetilmeden, ayrıca yaralama suçundan da ceza tayini, yasaya aykırıdır…” (Yar. 8. Ceza Dairesi, 2011/3608 E. , 2012/20031 K.)

KORUNAN HUKUKİ YARAR

Bu suçla korunan hukuksal yarar kişinin onuru ile maddi ve manevi bütünlüğüdür.

Burada değinilmesi gereken önemli bir nokta eziyet teşkil eden davranışlar kapsamında işlenmiş olan suç tipleri, söz konusu davranışların insan onuruna aykırılık kapsamını zaten karşılıyorsa eziyetten ötürü ayrıca ceza verilmemesi gerekir. Örneğin TCK madde 82/1-b canavarca hisle ve eziyet çektirerek kasten öldürme suçu kendi kurduğu değerler bakımından insan onurunu zaten kapsamına almaktadır. Yani buradaki içtima ilişkisi aslında işlenen suç tipinin insan onurunu koruyan bir düzenleme içerip içermediğine göre değişir. Ayriyeten eziyet suçundan kişinin cezalandırılması gerekiyorsa gerçek içtima uygulanır.

ŞİKAYET, UZLAŞTIRMA, ZAMANAŞIMI

Bu suç şikayete bağlı değildir. Uzlaştırma kapsamında değildir. Bu suç için zaman aşımı 8 yıldır nitelikli hallerinde ise 15 yıldır. Görevli mahkeme, Asliye Ceza mahkemesidir.

YAZAR: Arabulucu Avukat

Taha Fedai

Tüm Hukuki Sorunlarınızda
Bize Ulaşabilirsiniz.

İlgili Yazılar: