Madde 81- (1) Bir insanı kasten öldüren kişi, müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.
Nitelikli haller
Madde 82- (1) Kasten öldürme suçunun;
- a) Tasarlayarak,
- b) Canavarca hisle veya eziyet çektirerek,
- c) Yangın, su baskını, tahrip, batırma veya bombalama ya da nükleer, biyolojik veya
kimyasal silah kullanmak suretiyle,
- d) Üst soy veya alt soydan birine ya da eş, boşandığı eş veya kardeşe karşı,
- e) Çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan
kişiye karşı,
- f) Gebe olduğu bilinen kadına karşı,
- g) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
- h) Bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya
da yakalanmamak amacıyla
- i) (Ek:29/6/2005 – 5377/9 md.)Bir suçu işleyememekten dolayı duyduğu infialle,
- j) Kan gütme saikiyle
- k) Töre saikiyle
İşlenmesi halinde, kişi ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.
Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi
Madde 83- (1) Kişinin yükümlü olduğu belli bir icrai davranışı gerçekleştirmemesi dolayısıyla meydana gelen ölüm neticesinden sorumlu tutulabilmesi için, bu neticenin oluşumuna sebebiyet veren yükümlülük ihmalinin icrai davranışa eşdeğer olması gerekir.
(2) İhmali ve icrai davranışın eşdeğer kabul edilebilmesi için, kişinin;
- a) Belli bir icrai davranışta bulunmak hususunda kanuni düzenlemelerden veya sözleşmeden kaynaklanan bir yükümlülüğünün bulunması,
- b) Önceden gerçekleştirdiği davranışın başkalarının hayatı ile ilgili olarak tehlikeli bir durum oluşturması,
gerekir.
(3) Belli bir yükümlülüğün ihmali ile ölüme neden olan kişi hakkında, temel ceza olarak, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmi yıldan yirmi beş yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine on beş yıldan yirmi yıla kadar, diğer hallerde ise on yıldan on beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunabileceği gibi, cezada indirim de yapılmayabilir.
KORUNAN HUKUKİ DEĞER
Kasten öldürme suçuyla korunmak istenen hukuki yarar yaşam hakkıdır. Bir başkasının yaşamına kasten son veren kişi müebbet hapis cezasıyla cezalandırılır. Suçun konusu yaşayan insan bedenidir. Yaşam anne karnından sağ ve tam doğmakla başlar. Anne karnında 10. haftayı tamamlayan çocuk için kürtaj yasağı vardır ancak 10.haftadan sonra alınması durumunda da kasten öldürme suçu değil çocuk düşürtme suçu oluşur.
FAİL
Mağdurun kendisi dışında herkes bu suçun faili herkes olabilir.
MAĞDUR
Bu suçun mağduru “yaşayan” herkes olabilir.
FİİL
Bu suç serbest hareketli bir suçtur. Aynı zamanda neticeli bir suçtur, suçun tamamlanması için neticenin yani ölümün meydana gelmesi gerekir. Suçun tamamlanma ve sona erme anı aynıdır ve bu sebeple ani ve tek hareketli bir suçtur. Yaşamın fail tarafından kısaltılması gerekir. Ölmekte olan bir insanın kafasına sıkan kişi de bu suçu işler çünkü hem yaşam ihtimalini yok etmiş hem de yaşamını kısaltmıştır.
TEŞEBBÜS
Kasten öldürme suçu neticeli bir suçtur, bu sebeple teşebbüse müsaittir. Failin kastı doğrultusundaki hareketi failden bağımsız dış dünyadan gelen bir engel yüzünden failin istediği ölüm neticesini meydana getirmemişse kasten öldürme suçuna teşebbüs meydana gelir.
ŞİKAYET
Bu suç hiçbir koşulda şikayete bağlı değildir. Cumhuriyet savcısı tarafından resen soruşturulup kovuşturulur. Görevli mahkeme ağır ceza mahkemeleridir. Dava zamanaşımı süresi 25 yıldır.
UZLAŞMA
Bu suç uzlaşmaya tabi değildir. Uzlaştırmaya tabi suçlar CMK 253.maddede düzenlenmiştir. Şikayete bağlı suçlar kural olarak uzlaştırmaya tabidir. Şikayete bağlı olmayan suçlar için uzlaştırmaya gidilmesi kanunda açık hüküm bulunmasına bağlıdır.
NİTELİKLİ HALLER
TASARLAYARAK İŞLENMESİ
Tasarlamanın ne olduğuna dair öğretide iki teori vardır. İlki soğukkanlılık teorisidir. Soğukkanlılık teorisine göre failin suç işleme kararı ile harekete geçme arasında bir zaman geçmelidir ve fail soğukkanlı hareket etmelidir. Yani fail suç işlemesinde etkili olan öfkenin etkisiyle veya tahrikle değil tamamen bilinçli bir şekilde, isteyerek ve planlayarak hareket etmelidir. Diğeri plan kurma teorisidir. Bu teoriye göre de suç işleme kararı ile harekete geçme arasında bir zaman geçmelidir ve fail bu süreçte suçu işlemek için gerekli araç gereçleri planlamalıdır. Yargıtay daha çok soğukkanlılık teorisini benimsemektedir. Ceza arttırımının nedeni fiilin işlenişiyle ilgilidir. Yani burada mağdurun kimliği veya faille olan ilişkisi önemli değildir.
CANAVARCA HİSLE VE EZİYET ÇEKTİREREK İŞLENMESİ
Öldürme fiili içerisinde belli miktarda eziyet barındırmaktadır bu sebeple bu nitelikli halin uygulanabilmesi için failin fiiliyle bağdaşmayan ve fiilini aşan bir şekilde eziyet uygulaması gerekir. Yani fail o hareketleri yapmasaydı da mağdur zaten ölecekti ise ve uyguladığı hareketlerin mağdurun ölümünü sağlamak yerine faile zevk vermek, mağdurun çekeceği acıyı arttırmak ise bu nitelikli hal uygulanır. Failin canavarca hisle hareket etmesi ve öldürme şeklinin canavarca olması farklı şeylerdir. Failin canavarca hareket etmesinden salt faile zevk ve tatmin duygusu vermesi anlaşılabilir. Eziyet çektirmede ise hareketin canice ve mağdura gereksiz derecede bir zarar vermesi anlaşılmalıdır. Örneğin bir kişiyi yakarak, doğrayarak, boğarak öldürmek eziyet çektirme kapsamına girerken; şeytana adak olsun diye bir insanı öldürmek canavarca his kapsamına girer.
“Canavarca his saiki TCK’nin 82/1-b maddesinde düzenlenen, sanığın suç işlerken kendisinin iç dünyasında beliren ve dış dünyaya yansıyan saikini cezalandırmaktadır. Yasada canavarca his tanımlanmamıştır. Doktrin ve içtihatlara göre sanık başka bir saik (sebep) olmaksızın canavarca sayılabilecek bir hissin etkisi ile bu suçu işlemelidir, başka saiklerle adam öldürme suçu işlenmiş ise aynı olayda ayrıca canavarca his saiki ile suçun işlendiği kabul edilemez.” (YARGITAY 1. CEZA DAİRESİ, E., 2021/6967, K. 2021/13558, T. 25.10.2021)
“Sanığın “…odada koğuşta otururken herhangi birisini öldürmek için plan yaptım. Daha sonra koğuşumda birlikte kaldığım ve ranzasında …’ın uyuduğunu gördüm ve cezaevinin kantininden almış olduğum meyve bıçağını Kurtuluş’un yüzüne salladım. Daha sonra bir daha yüzüne doğru salladım…” şeklindeki savunması karşısında, uyumakta olan katılanı sebepsiz yere, sırf öldürmüş olmak için öldürmeye teşebbüs eden sanığın, eyleminin “canavarca hisle, beden ve ruh bakımından kendisini savunamayacak kişiyi öldürme” olarak nitelendirilip TCK’nin 82/1-b-e maddesi uyarınca cezalandırılması gerektiği düşünülmeden, yazılı şekilde sadece beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı kasten öldürmeye teşebbüs suçundan, aynı Kanun’un 82/1-e maddesi uyarınca hüküm kurulması, bozmayı gerektirdiğinden…” YARGITAY 1. CEZA DAİRESİ, E. 2020/4911, K. 2021/11738, T. 6.9.2021)
YANGIN, SU BASKINI, TAHRİP, BATIRMA VEYA BOMBALAMA YA DA NÜKLEER, BİYOLOJİK VEYA KİMYASAL SİLAH KULLANMAK SURETİYLE İŞLENMESİ
Bunun nitelikli hal sayılmasının altında yatan düşünce, toplumun genel bir tehlikeye maruz bırakılması ve mağdurun kendisini savunma olanağının ortadan kaldırılmış olmasıdır. Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için failin kastının ölüm neticesine yönelik olması gerekir. Bir kişiyi yakarak öldürmek eziyetle öldürme kapsamına girebilir ancak yangın çıkartmak genel toplum tehlikeye sokulursa bu nitelikli hal oluşur.
“Maktul ile sanıkların metruk bir binada birlikte yaşadıkları, olay günü kaldıkları binada beraberce maktulun alkol, sanıkların ise kolonya içip tiner çektikleri, herhangi bir tartışma olmaksızın ölen Turan’ın sanıkların ana ve bacısına ısrarla küfür edip bir süre sonra alkol etkisiyle sızdığı, sanıkların birlikte Turan’ın el ve ayaklarını bağlayarak iple boğmaya çalıştıkları, bir süre uğraştıktan sonra ölmediğini görünce maktulun üzerine ve yattığı yere kolonya döküp ateşe verdikleri, maktul Turan’ın yanık ve karbonmonoksit zehirlenmesi sonucu hayatını kaybettiği olayda;
Sanıkların eylemlerine uyan TCK’nun 82/1-b maddesi uyarınca canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme suçundan cezalandırılmaları ile yetinilmesi gerekirken, somut olayda öldürmenin genel tehlike yaratmak suretiyle yakarak işlenmesi halinin gerçekleşmediği gözetilmeden uygulanma koşulları bulunmayan TCK’nun 82/1-c maddesinin tatbikine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.” (YARGITAY 1. CEZA DAİRESİ, E. 2015/2039, K. 2015/5975, T. 7.12.2015)
ÜSTSOY VEYA ALTSOYDAN BİRİNE YA DA EŞ, BOŞANDIĞI EŞ VEYA KARDEŞE KARŞI İŞLENMESİ
Böyle bir nitelikli halin düzenlenmesindeki temel sebep, kişilerin yakınındaki insanlara karşı daha savunmasız olmasıdır ve elbette türk medeni kanununun aile kavramına oldukça önem vermesidir. Aile arasında bu tarz olayların yaşanması kanun koyucu tarafından daha ağır bir suç olarak görülmüş ve temel haldeki cezanın arttırılmasını gerektirmiştir. Failin kastının o aile üyesine yönelik olması gerekir. Örneğin kardeşini öldürmek isterken yanlışlıkla babasını öldüren fail bu nitelikli halden cezalandırılmaz. Kastının yöneldiği kişi bu nitelikli halde sayılan yakınlarından biri olmalı ve de ölüm neticesi o kişinin hayatında gerçekleşmelidir.
ÇOCUĞA YA DA BEDEN VEYA RUH BAKIMINDAN KENDİSİNİ SAVUNAMAYACAK DURUMDA BULUNAN KİŞİYE KARŞI İŞLENMESİ
Bu nitelikli halin cezalandırılmasındaki temel sebep faildeki ahlaki kötülüğün cezalandırılmak istenmesidir. Beden ve ruh bakımından kendini savunamayacak kişi deyiminden uyku hali, sarhoşluk hali, hastalık hali gibi durumlar anlaşılabilir. Kişi bu durumu kendisi yaratmış olsa da bu nitelikli hal uygulanır. Çocuk deyiminden 18 yaşını doldurmamış kişi anlaşılır. Failin de çocuk olmasının bir önemi yoktur, bu nitelikli hal uygulanır.
GEBE OLDUĞU BİLİNEN KADINA KARŞI
Kadının gebe olmasının yanında gebe olduğunun fail tarafından biliniyor olması gerekir. Kanun bilinme şartını aradığı için bu durumda gebe oluşuna karşı olası kastla hareket etmesi bu nitelikli hali oluşturmaz. Çocuğun sağ ya da ölü doğması da durumu değiştirmez, kadın ölmüşse bu nitelikli hal uygulanır.
KİŞİNİN YERİNE GETİRDİĞİ KAMU GÖREVİ NEDENİYLE
Failin veya mağdurun kamu görevi nedeniyle bu suçun işlenmesi yeterli olup ayrıca suçun kamu görevi sırasında işlenmesine gerek yoktur. Failin veya mağdurun o an kamu görevlisi olmasına da gerek yoktur, suçun hukuka uygun yerine getirilen bir kamu görevi nedeniyle işlenmesi yeterlidir.
BİR SUÇU GİZLEMEK, DELİLLERİNİ ORTADAN KALDIRMAK VEYA İŞLENMESİNİ KOLAYLAŞTIRMAK YA DA YAKALANMAMAK AMACIYLA İŞLEMEK
Burada kasten öldürme suçu araç suçtur. Gizlenmek, delilleri ortadan kaldırılmak, işlenmesi kolaylaştırılmak veya yakalanmamak istenen suç ise amaç suçtur. Amaç suçun ne olduğunun bir önemi yoktur, kasten öldürme de dahil bütün suçlar olabilir. Bu nitelikli halin uygulanmasındaki sebep suç işlemenin kolaylaştırılması için insan canının bazen çok önemsiz görülmesidir. Örneğin bir eve hırsızlık yapmak için giren birinin çıkarken ev sahibine yakalanması sonucu onu öldürmesi gibi. Ya da kızına cinsel saldırıda bulunmak için babasını öldürmek gibi. İşlediği bir cinayete tanık olan kişiyi öldüren fail de delilleri ortadan kaldırma saikiyle hareket etmiştir.
“Sanığın şikayetçiye yönelik kasten yaralama suçunu işlediği sırada, araya girmeye ve sanığın eylemine engel olmaya çalışan maktullerin diğer sanık tarafından tabancayla ateş edilerek öldürüldüğünün anlaşılması karşısında, sanıkların eylemenin “bir suçun işlenmesini kolaylaştırmak amacıyla kasten öldürme” suçunu oluşturduğunun kabulünde zorunluluk bulunmaktadır.” (YARGITAY CEZA GENEL KURULU, E. 2011/1-113, K. 2011/207, T. 11.10.2011)
BİR SUÇU İŞLEYEMEMEKTEN DOLAYI DUYDUĞU İNFİALLE İŞLEMEK
Genellikle suçun işlenmesine engel olmak isteyen kişinin öldürülmesi durumunda söz konusu olur. Öldürülen işlenmek istenen suçun mağduru olabileceği gibi üçüncü bir kişi de olabilir. İşlenemeyen suç kasıtlı ve adli bir suç olmalıdır. Suç tamamlanamamış olmalıdır. Cinsel ilişki teklifinde bulunduğu kişi tarafından reddedilince o kişiye öldürmek durumunda bu nitelikli hal oluşmamalıdır çünkü cinsel ilişki rızaya bağlıdır ve teklif edilmesi cinsel saldırı suçunu oluşturmaz, cinsel taciz suçunu oluşturur ancak bu durumda da suç tamamlanmıştır, bu sebeple bu durumda bu nitelikli hal uygulanmaz.
Olayda; sanığın maktule ait marketten para ve sigara istediği ancak mağdurun vermediği, mağdura tokat attığı ancak mağdurun yine sanığın istediklerini vermediği, sanığın işlemek istediği yağma suçunun teşebbüs aşamasında kaldığı, bunun sonucunda ertesi gün markete gidip bir gün önce işleyemediği yağma suçundan dolayı oluşan infialle maktulü öldürdüğü, bu nedenle sanığın TCK’nin 82/1-i maddesi uyarınca cezalandırılması yerine, vasıfta yanılgıya düşülmek suretiyle TCK’nin 81. maddesi uyarınca hüküm kurulması hatalıdır. (YARGITAY 1. CEZA DAİRESİ, E. 2019/4066, K. 2021/10123, T. 8.6.2021)
KAN GÜTME SAİKİYLE
Öldürülen bir kişinin intikamını alma amacıyla, öfke ve üzüntünün etkisi geçtikten sonra aile tarafından verilen görev bilinciyle hareket edip bu suçun işlenmesi durumunda bu nitelikli hal oluşur.
“Kan gütme saikiyle öldürme, önceki olayla ilgisi olmayan kişilerin sadece kan gütmek veya intikam görevini yerine getirmek amacıyla öldürülmesi olarak tanımlanmıştır. Sözlük anlamı ”sevk eden”, ”götüren” olarak tanımlanan saik; ceza hukuku açısından failin eyleme geçmesine etken olan neden veya nedenlerdir.” (YARGITAY 1. Ceza Dairesi 2019/4163 E. , 2020/938 K., 09.03.2020)
“Somut olayda, akrabalarını öldüren şahıs yakalanmış ve cezasını çekecek olmasına rağmen sanıkların öldüren şahsın ailesinden birisi olduğunu düşündükleri şahsı öç alma duygusu ve geleneklerin etkisiyle bir görevi yerine getirme bilinciyle hareket ederek öldürdükleri, ancak öldürme kararını verdikten sonra ruhi sükunete ulaştıkları ve buna rağmen öldürme kararından vazgeçmedikleri hususunda her türlü şüpheden uzak, kesin ve mahkumiyete yeterli delilin dosya içerisinde bulunmadığı anlaşılmakta olup, dolayısıyla sanıkların kasten öldürme eylemini tasarlama olmaksızın, kan gütme saikiyle gerçekleştirdiklerinin kabulü gerekmektedir.” (YARGITAY CEZA GENEL KURULU, E. 2013/1-530, K. 2014/1, T. 14.1.2014)
TÖRE SAİKİYLE
Genellikle geleneksel namus bilinci anlayışıyla, aile meclisi tarafından verilen kararın yerine getirilmesi durumunda bu nitelikli hal oluşur.
“Türk Ceza Kanunu’nun 82. maddesinin 1. fıkrasının (k) bendinin konusunu oluşturan “töre”nin, “belli bir davranışı gerçekleştirenin veya belli bir yaşam biçimini tercih edenlerin öldürülmesini gerektiren”, “kötü bir töre”yi ifade ettiği, bir davranışın töreden kaynaklandığını söyleyebilmek için, bu davranışın “bir toplulukta genel olarak benimsenmiş, yerleşmiş yaşam biçimlerinden veya değer yargılarından kaynaklanmasının” gerekli olduğu, yasal düzenlemede geçen “saik” kelimesinin, öldürme fiilinin fail tarafından “başka her türlü etkiden uzak olarak sırf toplumda benimsenmiş olan genel bir davranış veya yaşam biçimine aykırı davranılmış olmasını cezalandırmayı görev addedip onun etkisiyle” işlenmesini, başka bir deyişle, “öldürme kastının, kötü törenin etkisiyle oluşması lüzumunu” ifade ettiği, bu durumdaki failin “öldürme eylemini” gerçekleştirirse toplum tarafından “saygınlık” ile ödüllendirileceğini, gerçekleştirmediği takdirde ise “kınanacağını” düşünmesi ve bu eylemi saygınlık kazanmak ya da kınanmamak için işlemesi gerektiği…” (YARGITAY 1. Ceza Dairesi 2014/1719 E., 2014/2733 K., 29.04.2014)
TCK 83: KASTEN ÖLDÜRMENİN İHMALİ DAVRANIŞLA İŞLENMESİ
İcrai hareketle birini öldürmeye eşdeğer bir şekilde yapması gereken bir hareketi yapmadığı için bir kişinin ölümüne sebep olunursa kasten öldürme ihmali hareketle gerçekleşmiş olur. 3 şekilde gerçekleşir: Sözleşmeden doğan bir yükümlülüğün ihmali, kanundan kaynaklanan bir yükümlülüğün ihmali ve failin tehlikeli bir hareket yaratıp sonradan hareketsiz kalması.
Sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü olmasına rağmen buna aykırı olarak ihmalde bulunmasına örnek olarak bir sahilde cankurtaran olarak çalışan bir kişinin boğulan bir kişiyi kurtarmaması verilebilir. İhmali davranışla ölüme neden olan kişinin yasadan kaynaklanan bir yükümlülüğe aykırı olarak ihmalde bulunmasına örnek olarak ise 3 yaşındaki çocuğunun bakımını ihmal edip ölümüne sebep olan anne verilebilir. İhmali davranışla ölüme neden olan şahsın önceki hareketi başkalarının hayatı için tehlikeli bir durum yaratmasına rağmen daha sonra ihmalde bulunmasında da örnek, bir trafik kazası neticesinde çarptığı kişi yaşadığı halde olay yerinden kaçarak yaralının kan kaybından ölmesine neden olan kişi bu suç nedeniyle cezalandırılır.
“Olay mahallindeki maket bıçağı ile göbek kordonunu kestikten sonra bağlanması ve bebeğin beslenmesi gerekirken yapılmaması biçimindeki ihmali davranışların ölüme sebebiyet verdiği anlaşıldığından, sanıkların ihmali davranışla kasten öldürme suçundan cezalandırılması yerine, suç vasfında yanılgıya düşülerek taksirle adam öldürme suçundan hüküm kurulması hatalıdır.” (YARGITAY 12. CEZA DAİRESİ, E. 2019/13309, K. 2022/907, T. 9.2.2022)