Madde 101- (1) Bir erkek veya kadını rızası olmaksızın kısırlaştıran kimse, üç yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Fiil, kısırlaştırma işlemi yapma yetkisi olmayan bir kimse tarafından yapılırsa, ceza üçte bir oranında artırılır.
(2) Rızaya dayalı olsa bile, kısırlaştırma fiilinin yetkili olmayan bir kişi tarafından işlenmesi halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Madde metninden de anlaşılacağı üzere bu suçun mağduru bir erkek veya kadın yani bir insan olabilir. Hayvanlara yönelik kısırlaştırma işlemleri bu suçu oluşturmaz. Kısırlaştırma kişinin kendi isteği üzerine ve cinsel ihtiyaçların tatminine engel olmadan çocuk yapma yeteneğinin ortadan kaldırılması amacıyla yapılan her türlü cerrahi müdahele olarak adlandırılır. Yani kişi kendi isteğiyle kendisini yetkili bir kişi tarafından kısırlaştırılmaya rıza gösterebilir. Ancak eğer bu işlemi yapan kişi yetkili bir kişi değilse bu durumda yine ikinci fıkrada bahsedilen suç oluşur. Kimlerin kısırlaştırma konusunda yetkili olduğu rahim tahliyesi ve sterilizasyon hizmetlerinin yürütülmesi ve denetlenmesine ilişkin tüzük madde 10’da belirtilmiştir. Kadınlarda kısırlaştırma ameliyatı, kadın hastalıkları ve doğum ya da genel cerrahi uzmanlarınca; erkeklerde ise üroloji, kadın hastalıkları ve doğum ya da genel cerrahi uzmanlarıyla bu konuda bakanlıkça açılan eğitim merkezlerinde kurs görerek yetkinlik belgesi almış pratisyen hekimlerce yapılır.
2827 sayılı Nüfus Planlaması Hakkında Kanun kısırlaştırmayı nüfus planlaması amacıyla başvurulan ve gebeliği önleyici bir tedbir olarak öngörmüş ve bunu kişinin isteği ve tıbbi açıdan sakınca bulunmaması koşuluna bağlı tutmuştur.
KİŞİ EVLİ İSE
Rahim Tahliyesi ve Sterilizasyon Hizmetlerinin Yürütülmesi ve Denetlenmesine İlişkin Tüzük madde 13/2’ye göre kişi evli ise kendi rızası yanında eşinin de rızası alınır.
KORUNAN HUKUKSAL YARAR
Kısırlaştırma, kişinin kendi bedeni, kendi geleceği ve kendi hayatı üzerinde irade gösterebilmesine yönelik tıbbi bir işlemdir.
FAİL VE MAĞDUR
Suçun faili herhangi bir kimse olabilir. Suçun mağduru kadın veya erkek olmasına bakılmaksızın fiilin işlendiği anda çocuk da olsa üreme yeteneğine sahip bir insan olabilir. Bu yeteneğe sahip olmayan bir kişinin kısırlaştırılması yönelik fiiller, koşulları varsa kasten yaralama suçu kapsamında cezalandırılır. Burada üreme yeteneğinden kasıt mağdurun 18 yaşını doldurmuş bir kişi olması değildir. Kişinin sağlıklı bir birey olması yeterlidir.
FİİL
Fiil açısından serbest hareketli bir suç söz konusudur. Suçun tamamlanmış sayılması için üreme yeteneğinin ortadan kaldırılması aranır. Bu sebeple üreme yeteneğini geçici olarak ortadan kaldıran müdahaleler, bu suçu oluşturmayacağı gibi aynı şekilde tedavi sonucu üreme yeteneğine kavuşan kişiler de bu suça konu olmaz.
Kısırlaştırma yönelik müdahalenin mağdurun ölümüne veya yaralanmasına yol açması durumunda TCK madde 101’de netice sebebiyle ağırlaşmış suç düzenlemesine yer verilmediğinden kasten yaralamanın netice yüzünden cezanın ağırlaşması gerektiren halleri uyarınca fail cezalandırılır.
“Sanıkların aşamalardaki savunmaları ve tüm dosya içeriği karşısında, mağdurenin olay tarihindeki tedavisine ilişkin tüm tedavi evrakı da temin edilip dava dosyasına eklendikten sonra, mağdurenin dosya ile birlikte adli tıp kurumuna sevki sağlanarak, doktor olan sanık Hakan tarafından yapılan işlemin kısırlaştırma niteliğinde olup olmadığı, yapılan bu işlem sebebiyle mağdurenin çocuk doğurma yeteneğini geri dönülmez şekilde kaybedip etmediği ve söz konusu işlemin yapılmasında tıbbi bir zorunluluk bulunup bulunmadığı hususlarında rapor alındıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sanıklarının hukuki durumlarının tayin ve takdirinin gerektiği..” (Yar. 14. Ceza Dairesi, 2014/2748 E., 2014/6813 K., 22.05.2014)
MAĞDURUN RIZASI
Mağdurun rızası bu suç açısından bir hukuka uygunluk nedeni değil. Tipik kliğin bir unsurudur. Reşit olmayan kişilerin rızası geçerli olmadığı için bu kişilerin rızasına dayanarak kısırlaştırma işleminin yapılması durumunda da bu suç oluşur.
Bu suçta tıbbi zorunluluk nedeniyle yapılan müdahaleler bakımından zorunluluk hali gündeme gelebilir. Eğer hasta bilinci kapalı olduğu için rıza gösterebilecek durumda değilse, onun varsayılan rızasına dayanarak müdahalede bulunan hekim cezalandırılamaz.
Nüfus Planlaması Hakkında Kanun m.4/3’te “Bir ameliyatın seyri sırasında tıbbi zaruret nedeniyle bir hastalığın tedavisi için kastrasyonu gerektiren hallerde kişinin rızasına bakılmaksızın kastrasyon ameliyatı yapılabilir.” Kastrasyon kişinin, cinsel faaliyette bulunma ve üreme yeteneğini geri dönüşümlü veya geri dönüşümsüz olarak sonlandırmak amacıyla yapılan tıbbi müdahalelerdir.
ŞİKAYET, UZLAŞTIRMA, ZAMANAŞIMI
Uzlaştırma, fail konumundaki kişi ile suçun mağduru olan şahsın bir uzlaştırmacı aracılığıyla iletişim kurarak anlaşmasıdır. Kısırlaştırma suçu uzlaştırmaya tabi değildir. Kısırlaştırma suçu şikayete bağlı suçlar arasında yer almamaktadır. Suç, savcılık tarafından resen soruşturulmalıdır. Şikayetten vazgeçme, ceza davasının düşmesi sonucunu doğurmaz. Şikayet hakkı, dava zamanaşımı süresinde kullanılabilir.
Rızaya dayalı kısırlaştırma suçunda zamanaşımı 8 yıldır. Rızaya aykırı kısırlaştırma suçunun dava zamanaşımı süresi 15 yıldır.
Görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir.