Organ ve Doku Ticareti – TCK 91

Organ veya doku ticareti

Madde 91- (1) Hukuken geçerli rızaya dayalı olmaksızın, kişiden organ alan kimse, beş yıldan dokuz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Suçun konusunun doku olması halinde, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

18 yaşını dolduran ve akıl sağlığı yerinde olan herkes organ bağışçısı olabilir. Ancak burada kişinin geçerli bir rızasının olması gerektiği söz konusudur. Eğer kişinin geçerli bir rızası yoksa organları alınamaz. Ancak söz konusu olan organ bağışıdır. Yani organların para karşılığı satılması hiçbir şekilde hukuken desteklenmez. Kişi kendi organlarını satamaz ve bunların satılmasına rıza gösteremez.

“Sanık …’in böbrek hastası olduğu ve internette sanık …’nun böbreğini satışa çıkardığını görmesi üzerine sanık …’le irtibata geçtiği ve 40.000-tl karşılığında böbreğin nakledilmesi konusunda anlaştıkları, sanık …’ın kardeşi olan sanık …’in nüfus bilgileri kullanılarak düzenlenen sahte nüfus cüzdanı ile sanık …’a sanık …’den alınan böbreğin naklediği, sanık …’ın aralarında kararlaştırdıkları bedelin tamamını sanık …’e ödememesi üzerine sanık …’in sanık …’dan şikayetçi olarak organ ticareti suçunu anlatması üzerine adli soruşturmaya başlanılarak sanıklar hakkında organ ticareti yapma ve resmi belgede sahtecilik suçlarından mahkumiyetlerine karar verildiği…” (YAR. 12. Ceza Dairesi 2017/2959 E. , 2019/3450 K., 13.03.2019)

(2) Hukuka aykırı olarak, ölüden organ veya doku alan kimse, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Hukuk, haksızlıkların aydınlatılmasını ve bu haksızlığa sebebiyet veren kişilerin cezalandırılmasını amaçlar. Bazı durumlarda bu haksızlıkların ortaya çıkarılabilmesi için ölü kişilerin vücutlarından organ veya doku alarak inceleme yapılması gerekebilir. Bu durumda mezarların açılması ve cesetlerin incelenmesi gündeme gelebilir. Burada bir hukuka uygunluk sebebi vardır. Cumhuriyet savcısının istemi üzerine hakimin vereceği bir karar ile veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının vereceği bir karar ile Cumhuriyet savcısı huzurunda ölüye otopsi yapılabilir. Ancak hukuka aykırı olarak yani gerekli kurumlardan gerekli izinler alınmadan bu işlemin yapılması hukuka aykırıdır ve cezalandırılmıştır.

Eğer kişi sağlığında öldükten sonra organlarının bağışlanmasına rıza göstermişse bu durumda organları alınamaz. Hukuki açıdan bir kişi akıl sağlığı yerindeyken organlarını bağışlamışsa ve bu kartı taşıyorsa bu kişinin organları öldükten sonra alınabilir. Ancak ülkemizde organların resmi olarak bağışlanması ve bağış kartı alınmasının yanında ölen kişinin aile bireylerinin de onayı gerekir. Vefat etmiş olan kişi eğer organlarını bağışlamışsa, bu kişinin birinci derece yakınlarından etik olması için de onay alınmaktadır. Dolayısıyla organ bağışı yapan kişiler bu konuyu mutlaka ailesiyle de paylaşmalıdır. Bağış yapmış bir kişinin organlarının alınabilmesi için o kişinin tıbbi olarak hayatını kaybetmiş olması gerekir. Tıbbi ölüm, beyin ölümüdür. Bitkisel hayat tıbbi bir ölüm değildir. Kişi eğer o kişi bitkisel hayatta ise o kişinin organları alınmamaktadır. Beyin ölümü kararı; kardiyolog, nörolog, nöroşirurji ve anestezi uzmanlarından oluşan, organ nakli ekibi dışında başka bir ekip tarafından verilir.

(3) Organ veya doku satın alan, satan, satılmasına aracılık eden kişi hakkında, birinci fıkrada belirtilen cezalara hükmolunur.

“SUÇUN OLUŞMASI İÇİN ÖDEME YAPILMASINA VE ORGAN VE DOKUNUN ALINMASINA GEREK YOKTUR”

Organ veya dokunun para veya sair bir maddi menfaat karşılığında tedavüle tabi tutulması yeterli olup, suçun oluşması için ödemenin ne zaman yapıldığının ya da yapılıp yapılmadığının önemi yoktur, hatta organ veya dokunun alınmasına dahi gerek yoktur. Herhangi bir maddi menfaat karşılığında böyle bir fiilin gerçekleştirilmesi yeterlidir. Burada maddi menfaatten kasıt, para veya para benzeri her türlü şey veya herhangi bir kazanç hatta bir borcun ödenmesi dahi olabilir. Hukukun burada cezalandırdığı fiil herhangi bir maddi menfaat amacıyla organ ve doku ticaretinin yapılmasıdır. Bunun sonucunda bir kazanç elde edilip edilmemiş olması veya organın satılıp satılmamış yani mağdurun vücudundan ayrılıp ayrılmamış olmasının bir önemi yoktur.

“İhbar ve yakalama tutanakları, sanıkların savunmaları ve tüm dosya kapsamına göre; …isimli kişinin oğlu olan …’nin böbrek rahatsızlığı bulunduğu, böbrek nakli için … Hastanesi’ne başvuruda bulunduğu, bu arada …’ın ekonomik sıkıntı nedeniyle böbreğinin birini satmak istediğini …’a bildirdiği, …’un da daha önceden organ ticaretine aracılık yaptığını bildiği, sanık … ile …’ı tanıştırdığı, şahısların bir araya gelip anlaştıkları, sanık …’in …’ı …’ya getirip hasta…’nin tedavisi ile ilgilenen sanık … ile tanışıtırdığı, böbrek satımı ile ilgili para konusunda anlaştıkları, …’ın sanık … tarafından sağlanan … adına düzenlenmiş sahte nüfus cüzdanını aldığı, hasta …’nin babası gibi …’ın hastaneye müracaatta bulunduğu, …’nin babası …’mış gibi organ bağışında bulunmak istediğine dair belgelerin düzenlendiği, incelemelerin başladığı, ancak biyolojik olarak … kimliği ile organ bağışında bulunmak isteyen …’ın hasta …’nin babası olmadığının tespit edildiği, bu nedenle organ naklinin gerçekleşemediği anlaşılmakla; suçun oluşması için ödemenin ne zaman yapıldığının ya da yapılıp yapılmadığının öneminin olmaması, hatta organ veya dokunun alınmasına dahi gerek bulunmaması karşısında, somut olayda yasa maddesinde öngörülen suçun tamamlandığı anlaşılmakta..”(YAR. 12. Ceza Dairesi, 2013/26896 E., 2014/18492 K., 23.09.2014)

“Sanık T.. B..’ın sanık M.. K..’a ait çiftlikte uzun zamandır hayvancılık ve çiftçilik yaptığı, sanık Mehmet’in böbrek hastası olması sebebiyle babası gibi sevdiğini söylediği sanık Mehmet’e böbreğini vermek amacıyla Mehmet’in oğlu sanık Teyfik’in kimliğine kendi fotoğrafını yapıştırarak birlikte Antalya Medikalpark Hastanesine müracaat ederek, Mehmet’in oğlu olduğunu beyanla Mehmet’e böbrek naklinin yapılmasını sağlamaları şeklinde gerçekleşen eylemde, dosya içindeki hiçbir maddi karşılık beklenmeden, hukuka uygun rızaya dayanılarak organ verildiğine ilişkin evraklar ve sanıkların bunu doğrulayan aşama savunmalarının aksine, mahkumiyetlerine yeterli başkaca delil bulunmadığı gözetilerek atılı suçtan beraatleri yerine, yazılı şekilde dosya kapsamına uygun düşmeyen, varsayıma dayalı gerekçeyle mahkumiyetlerine hükmedilmesi bozmayı gerektirmiş…” (Yar. 12. Ceza Dairesi, 2013/13718 E. , 2014/6023 K., 11.03.2014 )

(4) Bir ve üçüncü fıkralarda tanımlanan suçların bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.

(5) Hukuka aykırı yollarla elde edilmiş olan organ veya dokuyu saklayan, nakleden veya aşılayan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(6) Belli bir çıkar karşılığında organ veya doku teminine yönelik olarak ilan veya reklam veren veya yayınlayan kişi, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(7) Bu maddede tanımlanan suçların bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, tüzel kişi hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.

(8) Birinci fıkrada tanımlanan suçun işlenmesi sonucunda mağdurun ölmesi halinde, kasten öldürme suçuna ilişkin hükümler uygulanır.

KORUNAN HUKUKİ DEĞER

Bu suçla korunan hukuki değer kişinin yaşam hakkı, vücut bütünlüğüdür ve dokunulmazlığıdır.

ZORUNLULUK HALİ

Madde 92- (1) Organ veya dokularını satan kişinin içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik koşullar göz önünde bulundurularak, hakkında verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.

Organ ve dokunun para veya sair bir maddi menfaat karşılığında tedavüle tabi tutulması suç oluşturmaktadır. Kişinin kendi organ ve dokuları açısından bu fiilleri işlemesi de suç oluşturmaktadır. Ancak kişinin içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik koşullar göz önünde bulundurularak hakkında verilecek cezada indirim yapabilmek veya ceza vermekten vazgeçmek hususunda mahkemeye takdir yetkisi tanınmıştır. Gerek kendisine gerek başkasına ait bir hakka yönelik olup, bilerek neden olmadığı ve başka suretle korunmak olanağı bulunmayan ağır ve muhakkak bir tehlikeden kurtulmak veya başkasını kurtarmak zorunluluğu ile ve tehlikenin ağırlığı ile konu ve kullanılan vasıta arasında orantı bulunmak koşulu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez.

“Sanıklardan böbrek hastası olup organ alıcısı olan …’ın, organ vericisi …’dan böbreğini alabilmek için daha önceden yasaya aykırı şekilde organ nakli işlemlerinde yer aldığını öğrendikleri sanık … ile irtibata geçtikleri, sanığın organ alıcısı …’ın kızı …’ın kimliğini alıp organ vericisi … için sahte nüfus cüzdanı temin etmesi üzerine organ nakli için Antalya’da bulunan Medical Park Hastanesine müracaat edip işlem yaptırdıkları, hastanece yapılan testler sonucu organ verici ve alıcısının genetik olarak uygunluk bulunmadığı nedeniyle akraba olmadıklarının anlaşılması üzerine hastane yetkililerinin durumu emniyete bildirmeleri sonrasında soruşturma başlatıldığı yapılan soruşturma sonunda sanık …’ın organ alıcısı ve verici olan ve temyize gelmeyen … ve … ile ayrı ayrı bağlantı kurarak ve maddi menfaat karşılığında yasaya aykırı şekilde iki tarafın anlaşmasını ve organ alıcısı …’ın kızına ait kimliği alıp organ nakli ve noter işlemlerinde kullanılacak olan sahte nüfus cüzdanını temin etmesi üzerine tarafların hastaneye başvurdukları ve hastane yetkililerinin ihbarı ile yakalandıkları anlaşılmakla; organ ve doku ticareti suçuna ilişkin hükmün isteme aykırı olarak onanmasına…”(Yar. 12. Ceza Dairesi, 2013/17615 E. , 2014/14203 K., 10.06.2014)

ETKİN PİŞMANLIK

Madde 93- (1) Organ veya dokularını satan kişi, resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce durumu merciine haber vererek suçluların yakalanmalarını kolaylaştırırsa, hakkında cezaya hükmolunmaz.

(2) Bu suç haber alındıktan sonra, organ veya dokularını satan kişi, gönüllü olarak, suçun meydana çıkmasına ve diğer suçluların yakalanmasına hizmet ve yardım ederse; hakkında verilecek cezanın, yardımın niteliğine göre, dörtte birden yarısına kadarı indirilir.

Etkin pişmanlık hükümleri kanunda sınırlı sayıda ve belirtilen suçlar için getirilmiştir. Organ ve doku ticareti açısından da böyle bir düzenlemeye yer verilmiştir. Burada önemli olan. Resmi makamlar durumdan haberdar edilmeden önce bu kişilerin kendilerini veya başkalarını ihbar etmesidir. Burada önlenilmek istenilen sonuç, organ ve doku ticaretinde gecikmenin kişiye gelebilecek en büyük zararlardan olması yani kişinin neredeyse ölümüyle eşdeğer sayılabilecek sağlığını ve fiziki bütünlüğünü yitirmesi sonucuna ulaşacak olmasıdır. Eğer resmi makamlar durumdan haberdar olmuşsa ve soruşturma başlamışsa yine de suçluların yakalanmasına hizmet ve yardım eden kişi hakkında verilecek ceza indirilir. Burada verilecek indirim hakkında somut olaya göre hakime takdir yetkisi tanınmıştır.

ŞİKAYET, UZLAŞTIRMA, ZAMANAŞIMI

Uzlaştırma, fail konumundaki kişi ile suçun mağduru olan şahsın bir uzlaştırmacı aracılığıyla iletişim kurarak anlaşmasıdır. Ogan ve doku ticareti suçu uzlaştırmaya tabi değildir. Organ ve doku ticareti suçu şikayete bağlı suçlar arasında yer almamaktadır. Suç, savcılık tarafından resen soruşturulmalıdır. Şikayetten vazgeçme, ceza davasının düşmesi sonucunu doğurmaz. Şikayet hakkı, dava zamanaşımı süresinde kullanılabilir. Organ ve doku ticareti suçu yargılamalarında olağan dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Ancak, suçun örgütlü işlenmesi halinde dava zamanaşımı süresi 15 yıldır.

Görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir.

YAZAR: Arabulucu Avukat

Taha Fedai

Tüm Hukuki Sorunlarınızda
Bize Ulaşabilirsiniz.

İlgili Yazılar: